Pazartesi, Eylül 18, 2006

yaz bitmeden..


Burgaz`da sezon bizim için yeni başlıyor.. okullar açıldıktan sonra ve sahil sessizleşince..
Arkadaşım ile haftasonu yine olmazsa olmaz mantarlı makarnamızı yaptık ve manzaraya karşı afiyetle yedik..






Cuma, Temmuz 21, 2006

Leyla için..afiyet olsun..

SEBZELİ TAVUK SOTE
Malzemeler:
*500 gr tavuk bonfile *1 adet soğan
*2 adet havuç *2 adet patates
*2 adet kabak *2 adet kırmızı biber
*2 adet yeşil biber *zeytinyağı

Sos için:
*2 çorba kaşığı salça *1 çorba kaşığı krema
*1 çay kaşığı soya sosu *tuz
*karabiber *tuz-ot *isot *şeker






Hazırlanışı:


1.Önce bütün malzemeler jülyen usulü ince ince doğranır.

2.Zeytinyağı ile sırasıyla önce havuç, soğan , patates, kırmızı biber ve yeşil biber, kabak ve tavuk tavada sotelenir.
3.Ayrı bir tavada salçayı biraz sulandırılarak pişiririz.Daha sonra krema ve soya sosu eklenir.Kaynamaya yakın baharatları ilave edilir.İyice karıştırılır.
4.Sotelenmiş sebze ve tavuklar son olarak 200 C`de 10 dakika fırında ısıtılır.
5.Daha sonra üzerine sos dökülerek servis yapılır.

Pazartesi, Haziran 12, 2006

Pazar, Nisan 23, 2006

Uzaklarda..







Yolculukların en güzeli bitti..



Pazartesi, Mart 13, 2006

Renklerin Dili..

sarı: mutluluğun ve huzurun rengidir.İyimser ve neşeli kişilerin rengidir.Kendinize olan güveni güçlendirir ve zihni açar.Zeka, incelik ve pratikliğin rengidir.Dikkat çekiciliğin ve geçiciliğin rengidir.Bu nedenle dünyada bütün taksiler sarı renklidir.Dünyada hiçbir banka ambleminde sarıyı kullanmaz..

kırmızı: mutluluğun ve aşkın rengidir.Sizi canlı, çoşkulu ve güçlü yapar.Fiziksel olarak ataklığı, canlılığı ; duygusal olarak da bir işi sonuna kadar götüren azmi ve kararlılığı gösterir.İştah açma özelliğinden dolayı dünyadaki gıda firmalarının çoğu logosunda kırmızıyı kullanır.Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan basıncını hızlandırır..

mavi: mutluluğun, sakinliğin ve huzurun rengidir.Tedavi edicidir.Sadakati ve dürüstlüğü ifade eder.Batıda intiharları azaltmak için köprü ayaklarını maviye boyarlar.Duvarları mavi olan okullarda çocukların daha az yaramazlık yaptığı saptanmıştır..

pembe: uyum, neşe, şirinliğin ve sevginin rengidir.Sizi rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir.

turuncu: duygusallığın, yapıcılığın ve bilgeliğin rengidir.Sizi neşeli kılar..

yeşil: dikkatin, dengenin, huzurun, ve güvenin rengidir.Yaratıcılığınızı ve kontrol etme yeteneğinizi artırır.Yeşil alanlarda insanların daha az mide rahatsızlığı çektiği saptanmıştır..

lacivert: kozmik bir renktir.Sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği simgeler.O yüzden dünyadaki firmaların yarıdan fazlası logolarında laciverdi kullanır..

mor: dengenin rengidir.Hem ruhsal hem fiziksel olarak enerjinizi dengede tutar.Nevrotik duyguları açığa çıkardığından, insanların bilinçaltını korkuttuğu saptanmıştır..

kahverengi: gerçekçiliğin, mükemmelliyetçiliğin, plan ve sistemin rengidir.Kahverengi insanı hızlandırır.Bu yüzden fast-foodlar iç mekanda kahverengi kullanır..

beyaz: istikrarın, temizliğin ve masumiyetin rengidir.Sizi nazik, yumuşak, alçak gönüllü, ve asil kılar..

siyah: duygusallığı ve hüznü simgeler.Gücün, varolmanın ve tutkunun rengidir.Etkin, tutarlı ve kararlı olmanızı sağlar.Konsantrasyonu en çok getiren renktir..


Salı, Şubat 28, 2006

bitanemm!!



teyzesinin bitanesi şimdi uzaklarda ama sesi bile yüzümdeki tüm kederi siliyor.. yaşanan bütün olumsuzluklardan uzak ve tertemiz bir tebessümsün sen hayatımda..
23 nisan`da Türkiye`ye döndüğünde bize bitaneemmm diye sarılacakmış..bizde seni çok özledik teyzecim..hep böyle neşeli olursun inşallah..





Cumartesi, Şubat 11, 2006

2006 takvimi..


yeni yıl takvimi için biraz geç oldu ama
bu takvimi yeni buldum ve çok beğendim paylaşmak istedim..















Cumartesi, Ocak 21, 2006

vizyondan..-Hababam Sınıfı-





Hababam sınıfı serisi hepimizin hayatında yeri olan, yüzümüzde tebessüm uyandıran bir klasik..Geçen akşam yeni hababam serisinin son filmini izledik..
Hababam sınıfı üç buçuk..Genel eleştiriler devam niteliğinde olan bu seride eski tadının olmadığının altını çiziyor..Bu konuda bende eski hababama laf söyletemem tabiki..

Yine de korku / komedi olarak ben çok gülerek izledim..Eğlenmemize ön sıramızda oturan neşeli bir grubunda büyük etkisi oldu..size de çok teşekkür ederiz..Keyifli bir saat geçirmek isterseniz tavsiye ederim..İyi seyirler..


Salı, Ocak 17, 2006

Eğer-Can Yücel

EĞER..

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer..

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer..

Utanılacak birşey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer..

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer..

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer..

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer..

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer..

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer..

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer..

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer..

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer..

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer..

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer..

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer..

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer..

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer..

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev gibi bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer..

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer..

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi,kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer..

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer..

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer..

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendigine belki de,
kartvizinde `onca ayrılığın birinci dereceden failidir ` denmeseydi eğer..

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer..

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer..

SEN GİTTİKTEN SONRA YALNIZ KALACAĞIM.
YALNIZ KALMAKTAN KORKMUYORUM DA,
YA CANIM ELLERİNİ TUTMAK İSTERSE...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı
eğer!!..

Can YÜCEL

Cumartesi, Ocak 07, 2006

İlk yazı...

Vatana, millete, gülçine ve tüm arkadaşlarına hayırlı olsun...